Bazı konular vardır, haritaların ötesinde bir merak uyandırır. “Kara Hakimiyet Teorisi hangi ülke?” sorusu da tam olarak öyle. Yalnızca bir jeopolitik kuram değil, aynı zamanda güç, toprak ve strateji üzerine yazılmış bir insanlık hikâyesi gibi. Ben bu yazıda hem küresel hem yerel gözle bakmak istiyorum — çünkü dünya haritasına yalnızca sınırlarla değil, zihniyetlerle de bakmayı seviyorum.
Kara Hakimiyet Teorisi Hangi Ülke? (Temel Kavramlar ve Köken)
20. yüzyılın başlarında dünya güç dengesi hızla değişirken, İngiliz coğrafyacı ve siyaset bilimci Sir Halford Mackinder küresel stratejinin coğrafi temellerini açıklamaya çalıştı. 1904’te yayımladığı “The Geographical Pivot of History” (Tarihin Coğrafi Ekseni) adlı makalesinde Heartland Theory yani Kara Hakimiyet Teorisi kavramını dünyaya tanıttı.
Mackinder’e göre dünya üç temel bölgeye ayrılıyordu:
- Heartland (Kalpgah): Doğu Avrupa’dan Sibirya’ya kadar uzanan, kaynak bakımından zengin kara bölgesi. Özellikle Orta Asya bu alanın merkezindeydi.
- Dünya Adası (World-Island): Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının oluşturduğu dev kara kütlesi.
- Dış Adalar ve Kenar Kuşaklar (Rimlands): İngiltere, Japonya, ABD gibi deniz gücü temelli ülkeler.
Mackinder’in cümlesi tarihe geçti: “Doğu Avrupa’yı kontrol eden, Kalpgah’a hâkim olur; Kalpgah’ı kontrol eden, Dünya Adası’nı; Dünya Adası’nı kontrol eden, dünyayı yönetir.”
Küresel Perspektif: Teorinin Gölgesinde Güç Mücadelesi
İlk bakışta teorinin sadece bir “coğrafya haritası” gibi görünmesi yanıltıcı olur. Aslında bu, kara gücü ile deniz gücü arasındaki sonsuz rekabetin bilimsel temele oturtulmuş halidir. İngiltere’nin o dönemki deniz hâkimiyetine karşı kara temelli stratejileri öne çıkaran bu teori, büyük güçler arasında derin yankı uyandırdı.
- SSCB ve Rusya: Mackinder’in tanımladığı “Heartland” coğrafyası tam olarak Rusya ve Orta Asya’ya denk gelir. Bu nedenle teori en çok Rus stratejik düşüncesini etkilemiştir. Soğuk Savaş boyunca Sovyetler Birliği, Heartland hâkimiyetini koruyarak küresel dengeyi elinde tutmaya çalıştı.
- ABD: ABD, deniz gücüne dayalı jeopolitik anlayışı (Spykman’ın “Kenar Kuşak Teorisi”) benimseyerek Kara Hakimiyet Teorisi’ne dolaylı bir karşı tez oluşturdu. Bu nedenle NATO’nun Avrupa ve Orta Doğu’daki varlığı, bir bakıma Mackinder’e verilen stratejik bir yanıttır.
- Çin: Bugün Kuşak ve Yol Girişimi (BRI), Heartland vizyonunun modern bir yorumu gibidir. Çin kara ticaret yollarını yeniden canlandırarak, kara üzerinden küresel nüfuz kurma stratejisini yürütüyor.
Yerel Perspektif: Türkiye’nin Kalpgah’a Yakınlığı
Türkiye, coğrafi olarak tam bir geçiş ülkesidir: Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında bir köprü. Mackinder’in haritasında Heartland’in tam sınırında yer almasa da, “kenar kuşak” bölgesinin stratejik merkezindedir. Bu da Türkiye’yi hem kara hem deniz dengesi açısından eşsiz kılar.
Tarihte Osmanlı’nın kara hâkimiyeti, Cumhuriyet sonrası denge politikaları ve günümüzde Orta Asya’ya açılan koridorlar (örneğin “Orta Koridor” projesi), Türkiye’nin bu teorik eksende sürekli aktif bir oyuncu olmasını sağlamıştır.
Farklı Kültürlerde “Kara”nın Anlamı
Teorinin adı bile çok şey anlatır: “Kara Hakimiyeti”. Batı kültüründe “kara”, çoğu zaman ağırlık, kalıcılık ve kök anlamları taşır. Doğu’da ise kara, bereketin ve istikrarın simgesidir. Bu yüzden Heartland düşüncesi, Batı’da güç dengesiyle, Doğu’da ise varoluş dengesiyle ilişkilendirilmiştir. İlginçtir ki, her iki anlam da hâkimiyetin sürdürülebilirliğiyle ilgilidir.
21. Yüzyılda Kara Hakimiyet Teorisi Yeniden mi Doğuyor?
Dijital çağda her şey sanal gibi görünse de enerji, lojistik, tarım ve ulaşım hâlâ “kara” üzerinden yürüyor. Ukrayna savaşı, Orta Asya enerji hatları, Arktik bölgesindeki yeni geçiş yolları… Bunların her biri Kara Hakimiyet Teorisi’nin sessizce geri döndüğünü gösteriyor.
Artık savaşlar yalnızca toprak için değil, veri, enerji ve lojistik akışları kontrol etmek için veriliyor. Ancak bu akışların tamamı kara hatları üzerinden taşınıyor. Mackinder’in yüz yıl önce çizdiği Heartland haritası, bugün hâlâ dünyanın jeopolitik DNA’sında yaşıyor.
Birlikte Tartışalım: Bugün Kim Heartland’i Tutuyor?
Gelin düşünelim: Günümüzde kara hâkimiyeti kimin elinde? Enerji yollarını, tahıl koridorlarını, veri kablolarını kim yönetiyor? ABD hâlâ Rimland’ı mı savunuyor, yoksa Çin Heartland’ı yeniden mi inşa ediyor? Ya Türkiye, tam ortasında durduğu bu oyunda hangi yöne bakmalı?
Sonuç: Kara Hakimiyeti Bir Coğrafya Değil, Bir Zihniyet
“Kara Hakimiyet Teorisi hangi ülke?” sorusunun cevabı yalnızca İngiltere veya Rusya değildir; bu, hâkimiyetin kimin elinde olduğundan çok kim stratejiyi daha iyi okuyor sorusudur. Dünya hâlâ kara üzerinde dönüyor, sadece araçlar değişti. Belki de asıl mesele, haritayı değil, düşünceyi yeniden çizmekte.
Sen ne düşünüyorsun? Bugünün “Heartland”ı sence neresi? Yorumlarda konuşalım, belki de yeni bir teoriyi birlikte yazabiliriz.